İnsanın düşüncesine duyarlılığını , değer ölçülerini ve davranışlarını sokması zekasının sürekli gelişmesini sağlar ve yaratıcılığını oluşturur. Bu oluşum sanatın çeşitlilik ve sınırsızlığının nedenlerini de açıklar. Düşünce sizin benliğinizde , sizin duygularınızla mayalanmaz ise farklı ; size özel olmaktan uzaklaşıp , sıradan bir onaylama yada reddetme gibi basitleşir. Bu yüzden sanat öğrenimi yada öğrenimin sanatsal hale getirilmesi ; duyarlılığın gelişmesi açısından her daldaki öğretimin tamamlayıcısıdır. Bu yolda öğrenimin kendiside doğrudan bir sanat olarak görülebilir. Öğrenci kendine özgü değerlerini , deneyleri ve duyarlılığını sınadıkça ; kendi öğrenimine kendisi yön veren , öğrenmeyi öğrenmiş ve sevmiş bir birey olur. Bu tip öğrencilerin hayatında "Bana nerede lazım olur ? Ne işime yarar ? Kim bana bunu sorabilir ki?" gibi öğrenememe mazeretleri yoktur. Ayrıca öğrenci çok yönlü ve zengin bir kültürel birikime doğru yol almaktadır.

Öğrenci öğrenmeyi sanat haline getirirse öğretici bu konuda boş duramaz.Yapması gereken kendisinin de bir sanatçı olduğunu asla unutmadan bilgiyi bir sanat yapıtı gibi somutlaştırarak öğrenciye sunmasıdır. Ve bilgi öğrenci ona soluk verip hayata kavuşturdukça önem kazanacaktır. Kısaca ; öğrenci bilgiye hayat vermeli , zihin arşivine katacaksa düzenli depolamalı , hemen kullanacaksa sevgisiyle süslemelidir. Çünkü öğrencinin kendine özgü bilgi edinme yolunda bir amacı toplumsal işlev ise diğer amacıda kendi iç yaşamını zenginleştirmektir. Sanat kişiliğin kurtuluşudur. Sanat mekanikleşen toplumlarda insana kişiliğini kazandıran , daha sonrada süsleyen bir kavramdır. O halde sanat eserinin bir eğitim aracı olduğu reddedilemez.

Çağdaş uygarlık içindeki hızlı kentleşme önemli , beraberinde de hayli sorun getiren bir kavramdır. Belki bunlardan en önemlisi göçle gelişen kentteki uyum sorunudur. Kentli kendi kültürünü yaşatmaya çalışırken yabancılaşmakta ; kente gelen getirip yaşatmaya çalıştığı kültürü hayatta tutamamaktadır. Her iki kavramda da üreticilik söz konusu ise , kentlerin birer sanat ve kültür merkezi olarak örgütlenmeleri üretici emeğe çok büyük bir katkı yapacak ve uygun sentezler toplumda kaynaşmayı arttıracaktır. Bu arada yerel çevrenin özgün ayrıcalıkları sanat eğitiminde asla göz ardı edilmemelidir.

Şimdi özellikle Tiyatroterapinin konumuna ve işlevine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum Tiyatromuzda eğitimin sanatla desteklenme kavramı tam olarak uygulanmaktadır. Bu yüzdendir ki ; her konuda bilgi ve görüş sahibi olan öğrencilerin iç zenginliklerini sınırsızlığa doğru götürürlerken ; görevlerinde , ilişki ve yaşamlarında farklı , düzeyli seviyelere tırmanmaktadırlar. Umarım hiç kimse el feneriyle ışığı aramıyordur. Bazen apaçık gerçekleri görmek zor olsa da ışık gönlümüzde hep vardır.

AMAÇ ARAÇ VE YÖNTEM Diyelim ve konuyu biraz daha açalım... Beykoz Vakfı Tiyatro bölüm başkanlığı bünyesinde bulunan Tiyatroterapi drama eğitiminde gerçekten haklı bir isim yaptı.Bu başarının belki de en önemli sebebi önce sevgiyle yaklaşması ve sonrasında uyguladığı bilimsel gelişim yöntemleridir.

Günümüzde çocukların ve gençlerin ergenlik , sosyal gelişim , kişilik gelişimi , pek çok bilimsel yayında yer alırken; bu sorunlarla baş edebilme yöntemleri çok açık olarak ortaya konulmamakta , konulsa da uygulama olanakları konusunda yeteri kadar yönlendiricilik sağlanamamaktadır.

Öncelikle çocukların zihinsel becerileri geliştirilmelidir. Tüm beceriler birbirleriyle ilişkili olduklarından başka becerilerin gelişmesine temel oluşturmaktadırlar. Sonuçta ; çocukların düşünme , sorgulama , yargılama ve değerlendirme becerileri gelişecektir. Bu yönde gelişim sağlanamaz ise bu becerilerden yoksun kişiler kendilerine sunulan fikirleri olduğu gibi benimseyen , kendi içsel yaşamlarında kapalı kalmış bireyler olacaklardır.

Bence çocukların düşünme , sorgulama , yargılama ve değerlendirme becerilerini geliştirmenin önemli araçlarından biri sosyal etkinlik içinde olmalarıdır. Birlikte üretmek katılanlara dayanışmayı , birlikte yaşamanın gerektirdiği sorumluluğu sağladığı gibi kişiliğinin oluşmasını ve gelişmesini sağlar. Özgüveni geliştirir. . Kız ve erkeklerin birlikte çalışmasıyla cinsel sağlıksızlığı , tutarsızlığı ve saygısızlığı önler. Ayrıca , tüm sanat dallarına ilgiyi sağlar , dilini tanıma ve kullanma becerilerini geliştirir. En önemlisi insana insanı tanıtır. 0rtak komplekslerimize bakış uzatarak sağlıklı olanı görmek , düşünce olgunluğuna ulaştırmak ve aşama yapmasını sağlamak gibi desteklerde sağlar. Önemli olan gelişen çocuğun aklını ve yüreğini olgunlaştırmaktır.

Bu eğitimlere katılan öğrencilerim düşünmeyi her türlü etkinliğin içine sokabilmektedirler. Bu sayede bilgilendirmeyi değil , bilgiyi bulmasını sağlayabiliyorum. Öğretmek yerine düşündürmeye , sorgulatmaya çalışıyorum. Anlamaya yönlendirerek mevcut bilgileri ile yeni bilgilere ulaşmasını sağlamaya çalışıyorum. Bu gelişmeleri sağlayabilmek için çocukları konuşmaya özendiriyorum. Her çocuğun kendini rahat hissedebileceği eğitici ve öğretici ortamı sağlıyorum, Yaş ve beceri ayrımı yapmaksızın katılımlarını sağlamaya çalışıyorum, Yanlış bir şey söylemek ya da sormaktan korkmamalarını öğretmeye çalışıyorum.

Çocuklarımın bu faaliyetlerin iyi olduğunu düşünmeleri ,sarf ettikleri çabaların düşüncelerini geliştirdiği ve emeklerinin asla boş olmadığını bilmeleri aramızda olmalarını sağlıyor Bu eğitim programı içerisinde onlara sorumluluk ve yetki vererek birey olduklarına inandırırken asla kaç yaşında olduklarını unutmuyorum. Onları oldukları gibi kabul ediyor ve sadece o olduğu için değer veriyorum, kişiliklerini değil becerilerini değiştirmeye gayret ediyorum ve çocuklarımın en üst amaçlarına ulaşacaklarına inanıp başarısızlıklarda tekrar denemeye ikna ediyorum yanlışlardan önce doğruları öne çıkarmaya ve yanlışların doğruyu öğrenmek için iyi bir fırsat olduğunu anlatmaya çalışıyorum.Belki de en önemlisi eziklik zayıflık , güvensizlik duygularını yok ederek kendilerine haksızlık etmelerine engel oluyorum , Böylece tüm becerilerini ateşliyor , üretmelerini sağlıyorum.

Eğitimlerimizin açılımı:

8-14 yaş....14-18 yaş guruplarına ayrılarak eğitim birimleri oluşturuluyor.
Haftalık çalışma saati 5 saatin altına düşürülmüyor.
Birimler haftada iki saati birlikte geçiriyorlar.Bu süre birbirlerini anlama ve tanıma açısından çok yararlı oluyor.
Her birim ; yaratıcı drama ,nefes ve ses tanıma,beden tanıma ve kontrol edebilme yöntemlerini inceliyor.
Halk dansları , klasik dans ve mim çalışmaları yapılıyor.
Türk ve Dünya Tiyatrosunun yanı sıra Türk ve Dünya romanı ve sineması inceleniyor.
Klasik drama ve sahne teknikleri eğitimleri yapılıyor...
Müzik dinleniyor ve kültürü oluşturuluyor.

Emek verebildiğimiz-hayatı paylaşabildiğimiz çocuklarımızın kişisel gelişim, hayatı dolu ama mutlu yaşama programı...
Çünkü... Çocuklarımız emeği hak eden en yüce varlıklarımız.

R.Sinan AKBAŞAK


  • Telefon:
    0532 435 97 73

Bizi Takip Edin

Çalışmalarımızdan fotoğraflar, videolar ve en güncel gelişmeleri takip edin

Sunduklarımız
  • Çocuk Tiyatrosu Eğitimi
  • Drama ve Yaratıcı Drama
  • Sahne Çalışmaları
  • Serbest Dans
  • Tartışma Kulübü
© Copyright 2018 Tiyatroterapi - Site Kullanım şartlarını okumak için tıklayınız.